2 Şubat 2012 Perşembe

Beyaz+ Siyah=GRİ

Bir kaç gündür aralıksız kar yağıyor İstanbul' a.. Ben, bana yabancı olan bir pencereden gece karın yağışını izliyorum sokak lambalarından yansıyan ışıkta.. Çay demliyorum karın yağışını izleyerek.. Düşünerek.. Kar tanecikleri uçuşuyor ışıkta.. Düşünceler uçuşuyor aklımdan türlü türlü..
Kar kafamdaki düşünceleri yok ediyor.. Sonra bir telefon sesi ile irkiliyorum.. Hala kopamadığım şeyler var bu da onlardan biri işte.. Kendime kızıyorum en çok neden hala bu haldeyim diye.. Yavaş yavaş özgüvenimi yitirdiğimin farkındayım.. Kimse farketmese de etrafımda, ya da ben dik durmaya çalışsam da hala.. Olmuyor işte bazen.. Lanet ettiğim çok fazla zaman oluyor artık.. İçimden bir şey yapmak istemediğim çok zaman.. Vazgeçmek istediğim, bırakmak istediğim çok zaman.. Ya da bütün hepsini bir rüya olarak değerlendirmek istediğim zamanlar..
Tüm bu olumsuzlukları pencereden kar yağışını izlerken sıralayabiliyorum.. Ya da sadece bir çay demleme anına sığdırabiliyorum.. Bir şehri terketmekle ya da bir şehre tatil vermekle düşüncelerimden kaçamadığım bilmem gerekiyor aslında.. Daha önce de çokça denemedim mi bunu?
En kısa sürede hayatımı planlamam gerektiğini biliyorum..Artık erteleyecek zamanım yok.. Buna ne durumum ne de yaşım izin vermiyor.. En başta okuldan ve hala hocam olan insandan kurtulmam lazım bir an önce.. Ki bunu da sadece bir işe girerek yapabilirim. Belki yeni bir şehir, belki de yeni bir ortam bilmiyorum.. Ama hayatıma ancak bu şekilde yön vermeye başlayabilirim.. Sonra.. Sanırım sonra geleceğime yön verebilirim..